2012'de Avrupa Birliği’nde, 2013te ise ABD’nde FDA tarafından onaylanan Argus II Retina İmplantı’nın kör olan tavuk karası (retinitis pigmentosa, retinit pigmenter) hastalarında uygulamaya başlamasından sonra yapay görme çalışmaları farklı bir ivme kazanmıştır. Biyonik göz olarak bilinen epiretinal (retina üstü) implantlarında hastanın gözü ameliyatla değiştirilmemektedir. Hastanın gözünün arkasında bulunan retina dokusunun üstüne ameliyatla silikon özelliğinde ışığı algılayan 3 mmlik bir chip tabakası yerleştirilmektedir. Son yıllarda Almanya’da klinik araştırmaları yapılan ve Avrupa Birliği’nde onaylanan subretinal (retina altı) implantlarında ise ameliyatla retina altına 3 mmlik fotodiod tabaka yerleştirilmektedir.
Biyonik göz çalışmalarında, kör olan hastaların beklentilerinin aksine maalesef çok faydalı bir görme elde edilememektedir. Görme keskinliği oranı çok düşüktür. Argus II Retina İmplantı uygulanan hastalarda görme oranı en fazla 20 derecelik görme alanı sağlayarak yüzde 1.6’dır. Subretina implantı (Alpha-IMS veya Retina Implant AG) uygulanan hastalarda ise en fazla 15 derecelik görme alanı sağlayarak yüzde 3.7’dir. Bu oranlar, kör olan hastaların beklentisinden çok uzaktır. Biyonik göz ameliyatı olan kör retinitis pigmentosa (tavuk karası) hastalarının evin içinde hareket edebilmesi önemli bir gelişmedir. Her iki yöntemde de görmenin siyah beyaz olduğu bilinmektedir. Görüntünün elde edilmesi Argus II de dış kamera vasıtasıyla, Alpha-IMS de ise multifotodiod dizin aracılığıyla gerçekleşmektedir. Argus II de 60 elektrod, Alpha-IMS de ise 1500 fotodiod vardır. Bu yıla kadar tüm dünyada Argus II de ameliyat edilen hasta sayısı otuzun üzerinde, Alpha-IMS de ise hasta sayısı on dokuz kişidir. Her iki yöntemde de ameliyata bağlı sorunlar; Argus II de; göz içi enfeksiyonu, göz tansiyonu düşüklüğü ve retina dekolmanı; Alpha-IMS de ise; retina kan akımının azalması, kanama ve göz tansiyonu yükselmesi görülebilir.
Yapay görme çalışmalarında renkli görmenin elde edilebilmesi
için, görme keskinliği ve kalitesinin çok daha yüksek olmasıyla mümkündür. Hastaya uygulanan implantın teknolojik
özelliklerinin geliştirilmesiyle pixel çözünürlüğü arttırılabilmesi
hedeflenmektedir. Bu konularda ileri faz çalışmaları devam etmektedir.