Kadınlık hormonlarının göz tansiyonu hastalığı üzerindeki etkileri biliniyordu. Geçtiğimiz ay, genç kadınlarda doğum kontrol haplarının en az üç yıl aralıksız kullanılmasının glokom riskini ikiye katladığı anlaşılmıştı. Menapoz sonrası kadınların ise aynı yaş grubundaki erkeklere göre daha sık olarak glokom hastalığına yakalandığı saptanmıştı. Michigan ve Harvard Üniversitelerindeki araştırmacılar, bugün yayınladıkları çok önemli araştırmalarında östrojen içeren menapoz sonrası hormon ilaçlarının, kadınlarda glokom riskini azaltabileceğini gösterdiler. ABD’nde yaşayan 150 bin menapoz sonrası kadın üzerinde yapılan çalışmada kişiler sadece östrojen, östrojen+progesteron ve östrogen+androjen kullananlar olmak üzere üç gruba ayrıldı. Grupların yaş, ırk ve gelir dağılımı gibi sosyodemografik etkenler ve diğer hastalıkların değerlendirildiği çok değişkenli analizler yapıldığında sadece östrojen içeren menapoz sonrası hormon ilacı kullanan kadınlarda açık açılı glokom riskinin azaldığı gösterildi. Bu çalışma aynı zamanda, sadece östrojen kullanan menapoz sonrası kadınların, östrojeni kullandığı her ilave ayın glokom tehlikesini binde 4 oranında azaltabileceğini doğruladı. Östrojenin koruyucu olumlu etkisinin retina ganglion hücrelerindeki östrojen reseptörleriyle ilgili olabileceği düşünülüyor. Glokomda görme kaybının, retina ve özellikle ganglion hücreleri hasarı nedeniyle gelişen optik sinir atrofisi olduğu biliniyor.
Glokom (karasu hastalığı) genellikle göz içi basıncı yüksekliğiyle seyreden ve görme sinirinde kuruma yapan önemli bir göz hastalığı. Dünyada körlük nedenleri arasında katarakttan sonra ikinci sırada yer alıyor.
Glokomun, risk etkenleri arasında yaş, ırk, aile hikayesi, yüksek göz içi basıncı ve görme alanı kayıplarının varlığı geliyor. İlk başta herhangi bir belirti vermiyor. Belirti verdiği zaman iş işten geçmiş oluyor. Glokoma bağlı görme kayıplarının tedavisi yok ve hasar kalıcı. Göz tansiyonlarının belirli aralıklarla özellikle 40 yaşından sonra ölçülmesi, göz dibi muayenesi, görme alanı ölçümleri ve görme siniri lif kalınlıklarının OCT cihazıyla ölçülmesi erken tanıya yardımcı olabiliyor.
Glokom tedavisinde eğer hastalık açık açılıysa öncelikle göz damlasıyla ilaç tedavisi yapılmalı. Eğer bu yeterli gelmezse o zaman lazer veya cerrahi tedavi uygulanmalı. Bilinmesi gereken gerçek hastanın yaşam boyu tedaviye devam etmesi gerektiğidir. Uygun tedavi edilenlerde bile 10% görme kaybı olması glokom hastalığının çok yakın takip altında olması gerektiğini gösteriyor.
Dünyada 60 milyon kişide glokom olduğu tahmin ediliyor. Erken tanı için özellikle 40 yaş üstü göz muayeneleri sırasında eğer glokomdan şüpheleniliyorsa, görme alanı ve retina sinir lifi (RNFL) analizlerinin zamanında yapılması önem taşıyor.