Glokom (karasu, göz tansiyonu hastalığı), genellikle göz içi basıncı yüksekliğiyle seyreden ve
görme sinirini tahrip eden önemli bir göz hastalığıdır. Glokom güncel olarak şöyle tanımlanır;
göz içi basıncına bağlı, retina sinir liflerinde ilerleyici kaybın görme alanı hasarı yapmasıyla
sonuçlanan bir göz hastalığıdır. Bazı hastalarda, göz içi basıncı normal değerler sayılan 10-22
mm Hg arasında ölçülse de glokom hastalığının ortaya çıkmasının nedeni görme sinirinin
tahribata hassas olmasıyla ilgilidir. Hipokrat zamanından beri bilinen bu hastalığın göz içi
basıncı yüksekliğine bağlı olduğunu, 1622 yılında İngiliz göz hekimi Banister bulmuştur.
Dünyada altmış milyon kişinin üzerinde glokom hastalığı olduğu tahmin edilmektedir. Körlüğün
ikinci en sık nedeni glokom hastalığıdır. 40 yaş üzerinde daha sık görülür. 60 yaş üzerinde ise
glokom hastalığına yakalanma riski altı kat artar. Kalıtımın yaşla birlikte önemli risk
etkenlerinden olduğu bilinmektedir. Japonlarda normal/düşük tansiyonlu glokom hastalığı
diğer uluslara göre daha sık oranda görülür.
Nüfusa dayalı yapılan çalışmaların çoğunda cinsiyetin glokom hastalığına yakalanma riskini
etkilemediği gösterilmiştir. Fakat, Barbados, Framingham ve Rotterdam göz çalışmalarında
erkeklerde sıklığın daha fazla olduğu gösterilmiştir. Bebek ve çocuklarda da görülebilir, fakat
görülme sıklığı azdır. Kadınlarda hormonal nedenlerle göz içi basıncı değişebilir. Son
çalışmalar, genç kadınlarda doğum kontrol haplarının en az üç yıl aralıksız kullanılmasının
glokom riskini ikiye katladığını gösterdi. Diğer araştırmacılar ise, östrojen içeren menapoz
sonrası hormon ilaçlarının, kadınlarda glokom riskini azaltabileceği sonucuna vardı.
Glokom hastalığı genellikle belirti vermez. Glokomun tipine göre, eğer açı kapanması tipi ani
gelişirse alın bölgesinde ağrı, kızarıklık, ışık çevresinde renkli hareler ve görme azalması olur.
Eğer göz tansiyonu çok yükselirse bulantı ve kusma olabilir. Açık açılı glokom ise çok sinsidir
ve genellikle geç döneme kadar hiçbir belirti vermez. Erken dönemde sayfaları okurken satır
atlaması gibi belirti verebilir. Tünel veya borudan görme ve merkezi görme kaybı ise ancak
geç dönemde görülür.
Göz tansiyonu hastalığının tipine göre tedavi uygulanır. Tipini ayırt etmek için detaylı bir göz
muayenesi şarttır. Göz içi basıncının birçok kez ve günün değişik saatlerinde farklı aletlerle
ölçülmesi gerekebilir. Glokom tanısı için, klinik ve göz dibi muayenesiyle beraber görme alanı
incelemesi ve OCT sinir lifi incelemesi gerekir. Bu incelemelerin tedaviye başlamadan önce
yapılması, hasta takibi yönünden önemlidir. Göz içi basıncının sağlıklı olarak
değerlendirilebilmesi için kornea kalınlığının pakimetri yöntemiyle ölçülmesi önerilir. Korneası
normalden kalın olanlarda göz içi basıncı yüksekmiş gibi çıkabilir. Eğer glokom tanısı
kesinleşirse, ilaç tedavisine başladıktan sonra hastanın klinik durumuna göre periyodik
muayeneyle beraber, altı ay veya yılda bir kez bu tetkikler tekrar edilir. Açık açılı glokomda
önce tıbbi tedavi uygulanır, eğer maksimum tıbbi tedaviye cevap alınamazsa o zaman lazer
veya ameliyat yapılabilir. Kapalı açılı glokomda ise göz tansiyonunu düşürmek için tıbbi
tedaviyle beraber lazer veya cerrahi yapılması gerekir. Maalesef uygun tedavi altında olduğu
belirtilen hastalarda bile glokomun körlük yapma riski yüzde ondur. Göz hekimi tarafından
verilen glokom ilaçlarını tarif edildiği şekilde kullanmak ve düzenli takiplere gitmek çok
önemlidir.